Jüpiter’in uydusu oksijen üretiyor olabilir

Nasa tarafından yapılan bir araştırma, bu zamana kadar bildiklerimizi baştan sona değiştirebilir.

NASA’nın uzay araştırmalarında yeni bir dönüm noktasına ulaşıldı. Ajansın Juno uzay aracı, Jüpiter’in buzla kaplı uydusu Europa’nın yüzeyinde oksijen üretimiyle ilgili çarpıcı bulgulara ulaştı. Bu keşif, uzak bir dünyada yaşamın var olabileceği ihtimalini güçlendiriyor.

Europa’nın buzlarla kaplı yüzeyi altında, 60 ila 150 kilometre derinliğinde dev bir okyanusun varlığı uzun zamandır biliniyordu. Juno’nun yeni bulguları, bu gizemli uyduyun yüzeyinde su moleküllerinin parçalanarak oksijen ve hidrojen ürettiğini ortaya koydu. Bu süreç, Jüpiter’in güçlü manyetik alanı nedeniyle yüzeye çarpan enerji yüklü parçacıklar tarafından tetikleniyor.

Juno uzay aracının 2022 Eylül ayında Europa’nın sadece 350 kilometre yakınından geçişi sırasında elde edilen veriler, bu süreçte her saniye 12 kilogram oksijen üretildiğini gösterdi. Bu miktar, her 24 saatte yaklaşık 1000 ton oksijen üretimi anlamına geliyor; bu da bir milyon insanın bir günde tüketebileceği oksijen miktarına eşdeğer.

Bulgular, Europa’nın yüzeyinde üretilen oksijenin buzların altındaki geniş okyanuslara ulaşarak potansiyel bir yaşam kaynağı oluşturabileceğini işaret ediyor. Bu durum, Europa’nın yaşam için gerekli koşulları sağlayabileceği anlamına geliyor, ancak henüz canlı yaşamına dair somut bir kanıt bulunamadı.

NASA’nın Europa üzerine olan ilgisi sadece teorik çalışmalarla sınırlı kalmıyor. Ajans, Europa’nın gizemlerini daha detaylı incelemek üzere Europa Clipper adında özel bir uzay aracı göndermeyi planlıyor. Neredeyse bir basketbol sahası büyüklüğünde olan bu araç, Europa’nın 50 defa yakınından geçerek gezegenin yaşama elverişliliği hakkında önemli veriler toplayacak. Misyonun 2030 yılında Europa’ya ulaşması bekleniyor.

NASA’nın bu son keşifleri, uzayın derinliklerinde yaşamın izlerini sürme çabasında önemli bir adım olarak görülüyor. Europa’nın sırlarını çözme yolunda atılan bu adımlar, insanlığın uzaydaki yaşam hakkındaki anlayışını derinleştirecek ve gelecekteki araştırmalara yön verecek.